Vinreto                    

Heliver Paylaşımların Ve Dostluğun Adresi

İl İl Türkiye

Merhaba Arkadaşlar
Başlıktaki gibi
İL İL TÜRKİYE'yi Geziyoruz ve Size Tanıyoruz

http://dollzmaniaglitter.com/saved/glit4cd1ae2e58b634.04293078.gif
 

Muğla Kültür Müdürlüğü

Ülkemizin en önemli turizm merkezlerinden birçoğunun bağlı olduğu ilin merkezi Muğla daha çok ilçelerine gidilip gelinirken "içinden geçilen bir yerdir" tatilciler için. Geziyi daha çok denizle eş tuttuğumuzdan mıdır nedir, deniz kıyısında olmayıp da turist yoğunluğu olan yöremiz pek azdır. Bu da anlaşılabilir bir şey ya biz gene de Muğla’ya en az bir gün ayırmanızı önereceğiz. Ama Muğla  merkezinde konaklayıp da şehir gezisinin yanı sıra çevre gezisi de yapacaklar, dolu dolu bir kaç gün geçireceklerdir.

Asar (Hisar) Dağı eteklerinden, Karadağ, Kızıldağ, Masa ve Hamursuz dağları ile çevrelenmiş ovaya doğru yayılan bir şehirdir Muğla merkezi.

1080 yılında Selçukluların, 1096’da tekrar Bizans’ın 1284’de Menteşeoğulları’nın eline geçen kent 1390’da Osmanlı topraklarına katılır. Kentin eski bölümü Saburhane, Osmanlı döneminde Rum ve Türklerin bir arada dostça yaşadığı, Rumların 1924 mübadelesinde göç etmesinin ardından eski havasını bozulmadan sürdürdüğü bölgesidir Muğla’nın.

Eski evlerin bir bölümü yeni sahipleri tarafından restore edilmiştir. Mimar Cengiz Bektaş’ın, Gazeteci İlhan Selçuk’un satın alıp onardığı evler de buradadır.

Kent turu

Kent merkezi sivil mimarinin çok güzel örneklerini barındırmaktadır. Aracınızı Valiliğin de bulunduğu meydana açılan sokaklardan birinde uygun yere bırakıp 100 metre ötedeki Arastaya girin önce. Semercisiyle, ayakkabıcısıyla, berberiyle, nalbur dükkanlarıyla, esnaf lokantalarıyla, meydandaki şadırvanıyla Arasta, 20. yüzyıl başında donmuş gibidir.

Çarşıda hediyelik eşya ve Muğla dokumaları satan dükkanlar da vardır.

Karnınız acıktıysa, esnaf lokantalarından gözünüzün kestiği birine girin. Ekşili döş dolması, keşkek gibi yöresel yemeklere rastlarsanız menüde, mutlaka tadın. Yemekten sonra Helvacı Tahsin’e uğrayın ve yöreye has Tahin helvasının ve Çıtırmık tatlısının tadına bakmayı unutmayın.

Arasta’da dolaşırken tarihi Saatli Kule çarpacak gözünüze. 1895 yılında Rum Filvari Usta tarafından yapılan ve üzerinde ustasının imzasını da taşıyan kulenin saati hala çalışıyor.

"Tarihi Muğla Evleri"nin en güzel örnekleri, Arastanın hemen yukarısındaki elektrik santralının üstündeki Saburhane’dedir.

Kentin başlıca dini yapıları merkezdeki Kurşunlu Camisi (1493), Pazar yeri Camisi (1842), Şahidi Camisi (1848),  Şeyh Bedrettin tarafından yaptırılan ve minaresi 19. yüzyıl başında eklenen Şeyh Camisi (Şeyh Bedrettin Mahallesi’nde, 1565) Menteşe Beyi İbrahim bey tarafından yaptırılan Ulu Cami (Elektrik Fabrikası karşısında, 1334)’dür.

Osmanlı yapısı Yarım han, Yağcılar hanı ve Konakaltı hanları görülmeye değer. Restore edilerek bugün de kullanılan Yağcılar Hanı turistlerin uğrak yerlerinden. 250 yıllık Konakaltı Hanı Konakaltı Kültür Merkezi olarak hizmet veriyor.

1334 yılında Menteşe Beyi İbrahim Bey tarafından Ulu Caminin vakfiyesi olarak  yaptırılan Vakıflar Hamamı yapılan restorasyon çalışmalarının ardından bugün Muğlalıların olduğu kadar  yerli-yabancı turistlerin de ilgi odağında.

Asar Dağı Yamaçlarında Saburhane Turu

Saburhane’nin dar sokaklarında, eski Mugla evlerinin arasında dolaşın ve tepeye kadar çıkın. Fotoğraf makinanızı yanınıza almayı unutmayın. Çünkü her köşeyi döndüğünüzde deklanşöre basmanızı gerektirecek bir kare çıkacaktır karşınıza. Evlerin bacaları dikkatinizi çekecek. Kiremitten şapkalı bacalar Muğla evlerinin simgesi sayılır. Evler iki katlı ve çoğunlukla küçük bir avluya sahiptir. Yüksek duvarlarla sokaktan koparılmış avlularına iki kanatlı ahşap kapılardan izin alıp gireceksiniz. Belki bir Muğlalı sizi evine davet edecek. Birbirini rahatsız etmeden, önünü kapatmadan kat kat yükselen evlerden birinde ağırlanacaksınız. 

Muğla’nın Saburhane mahallesi kentsel SİT alanı ilan edilmiş, sadece evler değil sokaklar, duvarlar ve “kuzulu kapı” adı verilen kanatlı kapıları da korumaya alınmış. Belediye, valilik ve sivil toplum kuruluşlarının ortak çabasıyla kentsel koruma bilinci geliştirilmiş. Ne mutlu ki, yıkılmaya yüz tutmuş kimi evler devlet ve özel kuruluş ve kişilerin katkısıyla korunmaya çalışılıyor.

Dönüşte Muğla Müzesi’ne mutlaka uğramalısınız. Hafize Ana (Hafize Kaşıkara) Evini ve Belediye tarafından restore edilerek Kültür Merkezi’ne dönüştürülen Şerefliler Evi’ni görmelisiniz. 200 yıllık geçmişi olan Hafize Ana Evi ödül almıştır.

Muğla Müzesi

Adliye’nin arkasındaki eski cezaevi binasındadır. Müzeye antik kalıntılarla, heykellerle dolu bahçeden geçilerek giriliyor. Müze kapalı alanında da sergilenen arkeolojik buluntuların büyük bölümü Stratonikeia antik kenti kazılarından getirilmiştir.

1992 yılı sonlarında Özlüce köyü Kaklıcatepe’de yapılan kazılarda 3 fosil yatağında bulunan ve 5-9 milyon yıl önce yaşamış hayvan ve bitkilere ait fosillerin sergilendiği Turolian Parkı Doğa Tarihi Bölümü müzenin en ilginç bölümüdür.

Muğla’nın çeşitli yörelerinden giyim kuşam ve kullanım eşyalarının sergilendiği etnograya bölümü de ziyarete değer.

Maketlerde Muğla Evleri

Muğla evleri o kadar ün kazandı ki, evler şimdi maketlerde yaşatılıyor ve meraklılarına satılıyor. 4 yıl önce yaptığı ilk Muğla evi maketi ABD’nin Ford Lauderdale kentindeki Dağa tarihi Müzesi’nde sergilenen Mimar Ertuğrul Aladağ, şimdi kurduğu atölyede ürettiği Muğla evlerini meraklılarına satıyor.

Karabağlar Yaylası

Muğla şehir merkezine 3 km uzaklıktaki Karabağlar Yaylası zaman ayrılıp görülmeye değer.

Soğuk kaynak suyu, ulu çınarları, bol meyve ağaçları ile sıcak günlerde bir kaçış yeridir Karabağlar. Yaylanın beyaz badanalı, kırmızı kiremitli evleri Muğla’nın Saburhane mahallesinin korumaya alınmış tarihi evleriyle aynı özellikleri taşır. Yayladaki bu yerleşim de korumaya alınmış, çirkin yapılaşmaya izin verilmemiştir. Yaşayanlar evlerine ve çevrelerine de sahip çıkmaktadır.

Karabağlar’a gelenleri bir sürpriz de beklemektedir. Keyif oturağı ve Süpüroğlu mahallerindeki lokantalarda nefis “kuyu büryanı” sunulmaktadır. Kaçırmayın deriz.

Yaylanın doğal ve tarihi dokusu korunup geliştirilirse eğer, yakın zamanda turistler için bir çekim merkezi olacağından kuşku yoktur.

Muğla çevresinde Karadağlar dışında başka gezi ve piknik alanları da var.

Ova’yı çevreleyen dağlardan biri olan Kızıldağ yamacında, çam ormanı içindeki Kızıldağ piknik alanı, Muğla-Denizli yolunun 18. km’sindeki Yaraş Piknik yeri ilk elde sayılabilecekler arasında.

Alışveriş ve Geleneksel Pazar Yeri

Muğla’ya yolunuz Perşembe günü düşerse Muğla Pazarı’nı gezmeyi unutmayın. Turist grupları bu pazar için kilometrelerce ötedeki tatil yerlerinden kalkıp geliyorlar. Pazarda bol ve ucuz sebze meyvenin yanı sıra yöreye özgü dokumalar, dantel, iğne oya işler, halı ve hediyelikler de satılıyor.

Perşembe gününü kaçıranlar, yöresel dokuma ve halı için Yağcılar Hanı’na uğramalılar.

Muğla’ya 14 km uzaklıktaki Yeşilyurt beldesinin el dokuma ürünleri bu beldede olduğu gibi İl Özel İdare Binasının altında MELSA satış noktasında da üretiliyor ve satılıyor. Fiyatları oldukça uygun. Başka yerde bulamayacağınızı da hatırlatalım.

Denizli’nin zengin tekstil örünleri ve konfeksiyonlar ise Muğla çıkışında üniversite karşısında CNS tesislerinde sergileniyor.

Muğla Üniversitesi 

Muğla merkezinde kuruluşunun 10. yılını geride bırakan Üniversite şehre büyük hareketlilik getirdi.

Muğla çıkışında Kötekli mevkiinde bulunan geniş alana dağılan üniversite, fakülteler, yüksek okullar ve meslek yüksekokullarını içeriyor.  Üniversiteye bağlı Fethiye, Ortaca, Milas, Dalaman ve Ula gibi ilçe merkezlerinde de yüksek okullar yer alıyor. Üniversitede 13000 kişi öğrenim görüyor.

Kampusta eğitim tesislerinin yanı sıra, kongre-toplantı salonları, kültür - eğlence merkezleri, sağlık üniteleri, kapalı-açık spor salonları ve yüzme havuzları, spor tesisleri de yer alıyor.

Karabağlar Yaylası

Muğla şehir merkezine 3 km uzaklıktaki Karabağlar Yaylası zaman ayrılıp görülmeye değer.

Soğuk kaynak suyu, ulu çınarları, bol meyve ağaçları ile sıcak günlerde bir kaçış yeridir Karabağlar. Yaylanın beyaz badanalı, kırmızı kiremitli evleri Muğla’nın Saburhane mahallesinin korumaya alınmış tarihi evleriyle aynı özellikleri taşır. Yayladaki bu yerleşim de korumaya alınmış, çirkin yapılaşmaya izin verilmemiştir. Yaşayanlar evlerine ve çevrelerine de sahip çıkmaktadır.

Karabağlar’a gelenleri bir sürpriz de beklemektedir. Keyif oturağı ve Süpüroğlu mahallerindeki lokantalarda nefis “kuyu büryanı” sunulmaktadır. Kaçırmayın deriz.

Yaylanın doğal ve tarihi dokusu korunup geliştirilirse eğer, yakın zamanda turistler için bir çekim merkezi olacağından kuşku yoktur.

Muğla çevresinde Karadağlar dışında başka gezi ve piknik alanları da var.

Ova’yı çevreleyen dağlardan biri olan Kızıldağ yamacında, çam ormanı içindeki Kızıldağ piknik alanı, Muğla-Denizli yolunun 18. km’sindeki Yaraş Piknik yeri ilk elde sayılabilecekler arasında.

Turolian Parkı

Muğla’nın doğu tarafında, Özlüce Köyü Kaklıcatepe’de  yapılan araştırmalarda çıkarılan fosiller, Muğla Müzesi Doğa Tarihi Bölümünde Turolian  Dönemi Buluntuları olarak sergileniyor. Boynuzlugiller, gergedangiller, hortumlu memeliler, domuzgiller, atgiller ve bir bölüm etgil ailelerinden önemli fosillerin bulunduğu Kaklıcatepe’deki üç ayrı alanda kazı ve araştırmalar 1992 sonlarında başlamıştı.

Doğu Asya’dan İspanya’ya kadar çok geniş bir coğrafyada günümüzden 5-9 milyon yıl önce yaşamış ve yok olmuş canlıların fosilleri ilk kez İspanya’nın Teruel havzasında bulunduğu için bu döneme Turolian deniyor.

Asar Dağı Zirvesi’ne ve Değirmendere’ye yürüyüş

Nefesine güvenenler, bir gün Muğla merkezinden hareketle Asar(Hisar) Dağı zirvesine yürümeliler. Saburhane mahallesinin üst noktasından başlayan yürüyüş zirveye kadar 1 saat sürüyor.

Üstü tıpkı masa gibi  düz olan ve belki de bu nedenle, halk arasında Masadağ olarak da bilinen Asar Tepe’ye çıkanların ödülü olağan üstü bir manzara ve çevreye dağılmış antik kalıntılar olacak. Kalıntılar olasılıkla Hitit metinlerinde de sözü geçen Mabolla Kalesi’ne ait olmalı. Kale düzlüğünün güneyindeki düzlükteki irili ufaklı taşlardan oluşan ve olasıkla konut türü yerleşimlere ait yapı yıkıntıları da görülür. Bu alanın altındaki alt düzlükte  II. Bin Anadolu Hitit ve I.Bin Frig ve Urartu Geleneklerini yansıtan, Karya ve Likya Bölgesinde varlığını geç dönemde de sürdüren açık hava kutsal alanları görülür.

Mabolla Kalesinin iri dikdörtgen taşlardan oluşan surlarının

güneye doğru süren uzantıları oldukça iyi korunmuştur.

Sur duvarlarından aşağıya doğru sürüklenen bazı bloklar  üzerinde izlenen kenetler ahşap kenet yuvaları özelliğindedir ve  M.Ö. 5. yy.la tarihlendiğine ilişkin  ipucu vermektedir. Masadağ Kuzeydeki düzlüğe yakın yerinde ise yüksek teraslar üzerine oturtulmuş ve en az 3 katlı olan ve harçlı moloz taşlarından yapılma bir ortaçağ sarayı yer alır. Mabolla’nın doğu ve batı üst yamaçlarında ve çoğu yakın zamanda soyulmuş kaya oygu mezarları yer alır.

Asar Tepe çıkışı öncesinde ya da dönüşte, yürüyüşün başlangıç noktasından sağ tarafa doğru dere içindeki güzergahı seçerseniz Değirmen Deresini de  gezme imkanı bulursunuz. Derenin küçük bir şelale yaparak göllendiği noktaya yapacağınız bir saatlik bir yürüyüş güzergahı üzerinde tarihi kilise kalıntısını, Değirmendere’nin doğal güzelliklerini izleme şansı bulursunuz. Şelaleyi sazlıkların arasındaki doğal taştan merdiveni kullanarak yukarıdan fotoğraflayabilirsiniz. Taşlar kaygan olabilir. Aman dikkat.

Sıcak yaz günlerinde mayonuzu almayı unutmayın. Yorucu yürüyüşün ödülü şelalenin göletine dalıp serinlemek olacak.

Yeşilyurt

İl Merkezine 14 km. uzaklıkta bulunan Yeşilyurt Beldesine Muğla garajından  saat başı  kalkan dolmuşlarla ulaşabilirsiniz. Belde, dokumacılığı ile ünlü. M.Ö. 1500 yıllarına kadar uzanan Pisye antik kentinin izlerini taşır.

Hellenleşme döneminde Pisye biçimine bürünen adın aslı, büyük  olasılıkla, Luvi Dilinden  Pissuwa'dır. Yeşilyurt yakın zamana kadar Pisi Köy,  ya da  Pisi Köyü diye anılmakta, böylece İlk Çağ kentinin adını Türk Ağzına uydurulmuş  biçimiyle yaşatmakta idi. Pisye antik kenti ile ilgili ilk yazılı belge M.Ö. 196 yılına aittir. Bu belgede Rodoslu general Niagoras 'ın İdyma ve Kyllandis 'la birlikte bu yerleşmeyi Makedonya kralı V.Filip'in elinden geri aldığı anlatılır.

Pisye Akropolisinin bulunduğu tepe, Yeşilyurt Kasabasının 1,5 km. kadar güneyindedir. Burada bazı temel ve duvar kalıntıları vardır. Ayrıca kasabanın kuzeyinde 2km. kadar uzağında bulunan, geliş yolunuzun eteğinden dolandığı tepecik  üzerinde, halkın Aslanlı dediği yer, toprak çanak, çömlek kırıntısı ile doludur. Hatta tek tük İlk çağ yapılarından kalma işlenmiş taşlar görülmektedir. 

Burada belki de İlkçağ kentinin bir dış mahallesi vardı.Kasaba içinde, hatta eski yapılarda, cami duvarı gibi olağan yerlerde, İlkçağ kenti yapılarından devşirme parçalara pek az da olsa rastlanılmaktadır.

Beldede 200-250 yıldır  ipek böcekçiliği ve ipek el dokumacılığı yapılıyor. Unutulmaya yüz tutan dokuma kumaşlar son on yıldır Muğla Valiliğince kurulan Muğla El sanatları Limited Şirketi (MELSA) tarafından satışa sunuluyor.

Yöreye ait bu kumaşlarda, pamuk ipliği, koyun yünü, hazır yün ve saf ipek ham madde olarak kullanıldığından çok sağlıklı. Isı geçirgenliği az olduğu için yaz kış tercih ediliyor, bu kumaştan yapılan giysiler. Yöre halkı ipekli kumaş için  ipeği, yünlüler için de yünü kendileri elde ediyor.

Yöreye ait dokuma kumaş, giysi v.b. eşyaları beldeden satın alınabileceği gibi Muğla merkezindeki  dükkanlardan ve  üretimin yapıldığı İl Özel İdare Müdürlüğüne bağlı MELSA Ltd. Şti’nin İl Özel İdare Binasının altındaki satış yerinden de alınabilir.

 
Dosya:Muğla location districts.svg
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol